ÖZCAN DURMAZ’IN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
ŞAHNER ESER
Geçen akşam patronum Tolga Sezer, sevgili ağabeylerim Şenol Gök ve Hasan Eser ile birlikte yemeğe çıkacaklarını söyledi ve ekledi: “Şahnerim mutlaka sende gelmelisin. Gideceğimiz mekân çok zengin bir menüye sahip, gerçekten bayılırsın”
Davete icabet gerekir. Bende kıymetli patronumu kırmadım, takıldım peşine...
Ancak ‘zengin’ ifadesi beni korkutmadı dersem yalan söylemiş olurum.
Bu nedenle de giderken sordum patronuma; “Tolga ağabey sen zengin v.s. diyorsun.. malum işten yeni çıktık, benim kılık kıyafetimde öyle çok zengin mekanlara uygun değil şu an” dedim ama…
Patronum gideceğimiz mekanın CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz’a ait olduğunu söylediğinde birden rahatladım.
Çünkü adı Halk olan bir Parti’nin Başkanı emekçinin, halkın halinden anlar, kılık kıyafete değil, fikirlere yaşamın realitesine önem verir diye düşündüm o an…
Nereden bilebilirdim ki yanıldığımı…
Daha kapıdan içeri girer girmez karşılaştığımız Özcan Bey, bana ne dese beğenirsiniz?
“Şahner Bey sizin gibi yazan çizen genç birine yakışıyor mu böyle saç sakal gezmek?”
İşte o anda içimden kendisine; “Özcan bey siz zaten bu yüzden iktidar olamıyorsunuz, olamazsınız da” demek geldi ama… Yanımda ki ağabeylerime saygısızlık olmasın diye sükûneti tercih ettim.
Neyse amiyane tabirler daldık mekana… Mekanın kaçak olduğunu düşündüğüm bölümünde bir masaya oturduk. Derken menüler geldi, siparişler verildi.
Bir yandan da heyecanlıyım, çünkü o mekânda sevgili ağabeylerimin çektiği fajita ziyafetlerini, onların facebook paylaşımlarından çok iyi biliyorum aslında…
Lakin gelin görün ki; o gece sahibi halkçı diye ilk defa gittiğim, ancak gittiğimde burjuva olduğunu öğrendiğim mekanda maalesef nasip olmadı fajita yemek…
Neden? diye sorduğunuzu şimdiden duyar gibiyim, merak etmeyin anlatacağım.
Biliyorum inanmayacaksınız. Zira bende inanmakta zorluk çektim!
Halkçı olduğunu iddia eden bir siyasetçinin kamuya açık olan mekanında isteyen istediği yere oturamıyormuş.
Bu arada aç parantez; Mekan öyle sizin şuan düşündüğünüz gibi lüks bir restoran yâda gazino tarzında bir yer olmadığı gibi, insanların genelde çayını kahvesini yudumladığı, pofur pofur sigara içtiği, modern kahvehane ye pastahane ve tatlıcı havası eklenmiş zorlama konsepti olan sıradan bir mekan konumunda… şimdi kapa parantez.
Neyse güle oynaya gittiğimiz mekanda kovulmaktan beter olduk. Verdiğimiz Siparişlerimizi beklerken Masamıza gelen diğer bir garson; ‘Burada oturamazsınız, bu masayı Aliağamızın hatırı sayılır ileri gelenlerinden birine ayırdık’ deyince hep birlikte şok olduk ve kafamda birden sorular fırtına da çakan şimşekler gibi cereyan etmeye başladı.
Nasıl olur? Halkçı adamın mekânında zengin, fakir ayrımı mı yapılır? Ayrıca madem masa rezerveydi neden oturmamıza müsaade edildi, neden siparişlerimiz alındı ve masamıza neden tabak, çatal kaşık servisi açıldı?
Doğrusu hayatımda hiç bu kadar üst üste şok yaşamamıştım. Halkçı mekanda zengin fakir ayrımı bir yana… yazılarımda beyefendiliği ve kibarlığı ile yere göğe sığdıramadığım memleketin taşını toprağını kesip biçip alman gavurlarına üç paraya satmayı meslek edinmiş Özcan Bey, biz bu saygısızlığı yaşarken nedense ortalarda yoktu.
Şenol Gök Ağabeyim “biz bu mekanın müdavimleriyiz. Zengin veledlerine yer ayırmak bu mekanın konseptinde var mı yok mu genel merkezinizi arayıp soracağım. Nerde ne yiyeceğime ben karar veririm. Tıpkı nerde oturacağıma benim karar vereceğim gibi laflar edip hesabı istedi. Tecrübeli garson bir hesabın henüz oluşmadığını belirterek, diğer masalara geçilmediği ve rezerve masadaki işgalin sonlandırılmadığı sürece masaya siparişlerin gelmeyeceğini söyledi.
Acaba o gece “Ben ekmeğimi taştan çıkartan biriyim, şimdi bunlarla aynı masada oturursam hesap almamak zorunda kalabilirim” diye mi düşündü? (Hiç sanmıyorum )
Yoksa MHP’li Belediye Başkanının danışmanıyla birlikte görünmek, hatta mekânında oturmasını mı istemedi?
Özcan Bey son yerel seçimde MHP Aliağa Belediye Başkan Adayı Serkan Acar lehine, CHP Aliağa Belediye Başkan Aday Adaylığından çekilen eski dava arkadaşına kırgın olabilir mi sizce? Zinhar olmaz kaldı ki büyük demokrattır benim tanıdığım Özcan Bey…
Kim bilir belki de ağabeyimin CHP’li Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ hakkında yıllarca kaleme aldığı köşe yazılarına karşı kini de olabilir Özcan Bey’in…
Bu varsayımların tamamı ütopya… Bir zamanlar Gandi imajıyla CHP’nin başına geçen, ama ilk kurultaya da 495 TL'lik İtalyan markası Etro marka gömlek giyerek gelen bir Genel Başkanın İlçe Başkanından bahsediyoruz. Nihayetinde…
Neyse uzatmayalım lafı… biz aldık ağzımızın payını… kaldırılınca masadan biz tuttuk yine Hüseyin abimin mekanının yolunu…
NOT: Bu yazımı birilerine sitemde bulunmak adına yazmadım. Burada amacım başkalarının da bizim düştüğümüz duruma düşememesi, mazaallah ailesinin yanında rencide olmamasıdır. Uyarı niteliğinde kaleme aldığım bu yazıda sürçü lisan ettiysek te af ola...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.